Psikolojik, sosyolojik ve bedenen gelişmelerinin sağlandığı, ilgi, istinat ve beceri durumlarına göre geliştirildiği okullar  öğrenciler için her bakımdan en güvenli ortamlardır. Bazen ailesinden bile görmediği değeri, şefkati ve merhameti okullarda görür.

            Okullar;  bireylerin sağlıklı bir şekilde  devletle karşılaştığı ilkkurumdur. Bireyler olağan olmayan süreçlerde de devletle karşılaşabilir, mesela hastane, mahkemeler v.b. ancak bu istendik bir durum değildir, kendisinin ya da ailesinin içinde bulunduğu durumdan dolayı olabilir. Altını tekrar çiziyorum bireyler devletle ilk ve en sağlıklı isteyerek karşılaştığı yer okullardır.  İşte bu durumu okullar iyi organize olarak avantaja çevirebilir.  Devletin şefkat ve merhametini öğretmeler olarak onlara aktarabilir ve onları iyi birer vatandaş olma yolunda şekillendirebilir. Aslında okul güvendiği ta burada başlar, bireyler güvendiği, sempati duyduğu devletin kurallarına uymayı, kurallarla yaşamayı bu yaşlarda öğrenir ve davranış haline getiriri. 

            Okullar bireylerin, bilgi, beceri ve yeteneklerini ortaya çıkararak o yönde kazanımlar verir ve reel hayatta onların, ileriki yaşantılarında geçimlerini sağlayacak istihdama hazırlar.

Rektör Yılmaz: “Motivasyonumuz tam, heyecanımız yüksek” Rektör Yılmaz: “Motivasyonumuz tam, heyecanımız yüksek”

            Aslında çok basit bir ilişkidir, okul-birey ilişkisi. 5-6 yaşlarında başlar 20’li yaşlara kadar uzanır bu süreç. İşte biz öğretmelere-okullara düşen iş, küçük yaşlarda kendilerine emanet edilen anne-babaların gözbebeği bireylerin, okullara severek isteyerek gelmelerini sağlamak ve onları mümkün olduğu kadar okullarda tutmaktır. Çünkü okul en güvenli ortamlardır. Okulların dışında kalan alanlar risklerle doludur.

            Özetle birey okul zamanı okulda olmalı, okul zamanının dışında mahallede, yada başka alanlarda ebeveynlerinim bilgisi ve kontrolünde tabiki bulunmalı ve , sosyalleşmemelidir, ancak bunlar okulda olması gereken zamanlarda olmamalıdır. Eğer öğrenci okulunu sevmiyor, orada mutlu olamıyorsa okuldan kaçışlar başlar, riskler ortaya çıkar. Anne-baba-okul-öğretmenin dolduramadığı boşluğu sokaklar doldurur.  Ve zamanla okul terkleri başlar, öğrenci okuldan uzaklaşır ki artık öğrencinin kaybedeceği fazla bir şey kalmamıştır, esas tehlike başlar ve potansiyel suça doğru sürüklenir. O bakımdan bireyin oyunun içinde kalması oldukça önemlidir, bunun için çalışma yapılmalıdır. Okullarda  hoşça vakit geçirilecek ortak kullanım alanları dizayn edilmelidir. Öğrenciler okullarında,  dışarıda aradıkları oyun konforunu buldukları zaman zaten okulda daha çok kalmak isteyeceklerdir.

            Okullar akademik, mesleki öğrenme yerleri olmanın yanında, aynı zamanda yaşam becerilerinin kazanıldığı alanlardır. Öğrenciler süreç içerisinde her türlü reel hayatta karşılığı olan öğrenmeleri, okullarda nöbet görevi yaparak, zaman zaman okul içi etkinliklere katılarak takım çalışmalarına yatkınlık, iletişim becerilerini geliştirme, sosyal ilişkileri yürütme v.b. gibi kazanımlar elde ederler.

            Yukarıda anlatmaya çalıştığımız konulardan da anlaşılacağı üzere, öğrencilerin azami düzeyde okula devamları önemlidir. Bununla ilgili yapılması gereken ne varsa fazlasıyla okul idaresi- öğretmen, veliler, mahalle ve kolluk kuvvetleri işbirliği yaparak okula devamı artırmalıyız.  Mesela özellikle ortaokul ve liselerde öğrencilerin okul zamanında parklarda ve veya mahallenin izbe yerlerinde öğrencileri mahalleli, kolluk kuvvetleri gördüklerinde müdahale edebilmeli bununla ilgili yasal dayanaklarda düzenlenmelidir.

            Hastalığı tedavi etmek tedavi etmek yerine hastalığı önleyici tedbirler almak her zaman daha ekonomiktir. Yani toplumun bütün kesimleri işbirliği içerisinde olur isek, çocuklarımız gençlerimiz sokaklardan bulaşan kötü alışkanlıklardan korumuş oluruz.

            Başta öğretmenler, devamında toplumun eğitim paydaşları öğrencilerin okulu sevmeleri, okula olan aidiyetlerinin artırılması noktasında işbirliği içerisinde olmalı ve bu konularla ilgili politika belirleyici konumunda olanların proje üretmeli, üretilen projeler destek sağlamalıdır. 

            Bütün mesele geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın-gençlerimizin  iyi insan, iyi evlat ve iyi vatandaş olması için üzerimize düşeni yapmamızdır. Eğer öğrencileri okullarda tutabilirsek bunu başarırız.

            Bütün çocuklar öğrensin, Hiçbir çocuk geride kalmasın.

                                                                                                                                                            

Arif EKİNCİ

Ankara Sincan Hayme Ana Mesleki ve

Teknik Anadolu Lisesi Müdürü