Toplumun huzur, güven ve refah içinde yaşaması için gerekli olan en önemli unsur demokratik yaşam biçimi ve insan haklarına saygı duymaktan geçer.

Toplumun huzur, güven ve refah içinde yaşaması için gerekli olan en önemli unsur demokratik yaşam biçimi ve insan haklarına saygı duymaktan geçer. 

Ve devleti oluşturan bireyler için en önemli unsur onların eşitlik, hak ve özgürlüklerini sürdürülebilmesini sağlamaktır. 

Yani devlet; hem topluma tanıdığı “hak ve özgürlükleri” hemde bünyesinde çalıştırdığı kişilerin “yetki ve sorumluluklarını” eşitlik ilkesiyle yürütmekle mükelleftir.

Bu da, devletin teşkilat yapılanmasını, temel hak ve özgürlüklerin en büyük toplumsal sözleşme olduğunu düşünerek anayasal kurallar çerçevesinde uyguluyor olmasını kolaylaştırır. 

Demokrasi, insan hak ve özgürlükleri gibi ana nitilekteki kavramların toplumsal yaşamda hayat bulabilmesi için, o toplumun bireylerinin bunu içselleştirmeleri ve hayat tarzı olarak benimsemeleri gerekmektedir. 

Asıl hata ise; sorunların tek bir bireyle başlayıp bunun gruplara, oradan kurumlara ve devletin en üst kademesine kadar ilerlemesinin mümkün olabileceğini düşünmeden hareket etmektir. 

Çünkü, günümüz toplumu, hem Anayasanın kendisine sunduğu temel hak ve özgürlükleri hemde gerektiği durumda hesap sorabilme gücüne sahip olduğunun farkındaydı. 

“Müşteri her zaman haklıdır”örneğinde olduğu gibi, toplumda vatandaş olmanın kendilerine sağladığı hak ve özgürlükleri kullanmak isteyebilirdi. Çünkü; toplum kendisinin birçok değerin üstünde olduğunun farkındaydı. 

Kaldı ki, X kuşağının kitaplardan, Y kuşağının ise yarı kitap, yarı teknoloji ile büyüdüğü bir Türkiye’de Z kuşağının teknolojinin göbeğinde doğmuş olduğunu unutmamak gerekir.
Çünkü kaşımızda araştırmacı bir gençlik vardı! Ve teknoloji sayesinde, bu gençlerin Anayasanın kendilerine sunduğu hak ve özgürlükleri neleri kapsadığını ışık hızıyla öğrenmesi mümkündü.

Ve toplum, polisin özgürlükleri engellemek için değil, aksine toplumun özgürlüğü ve güvenliği için canı pahasına korumak ve sağlamak için var olduğunu çok iyi biliyordu. 

Bu aşamada yapılması gereken birinci öncelik, toplumun huzurunun teminatı olan Polisimizi günümüzün değişen koşul ve şartlarına hazırlamak olmalıdır. 

Ve her şeyden önce Polisimizin de bu toplumun bir ferdi ve özel bir hayata sahip olduğunun hatırlatılması gerekir.